Marco transferi yerinde, ihtiyacımız olan bir transferdir. Olayı sadece teknik taktik açısından değerlendirirsek kimsenin lafı olamaz. Peki teknik taktik açıdan bakmazsak sadece...
Rüştü Reçber
Ali Güneş
Emre Aşık
Okan Buruk
Ali Tandoğan
Marcio Nobre
Rüştü hariç hiçbiri pek içime sinmedi. Rüştü biraz farklıydı en azından saygım sonsuzdu. Ama diğerlerini hiç koyamadım o güzel formanın içine. İnternette şimdi Rico Paşa Marco kavgası konuşuluyor. Konuşulması da normal. Ali Tandoğan İbrahim Üzülmez vukuatı gibi.
Şeref Bey'e gittiğimde isimleri yazılan hiçbir futbolcunun adına yapılan tezahuratlara eşlik etmedim, onlar çünkü gözümde Beşiktaşlı değillerdi. Marco da onlardan farksız değil. Tek dileğim aldığı paranın o kutsal formanın hakkını versin. Schuster de Necip'i kesip bu kavruğa forma falan vermesin.
Hani Dolmabahçe'de Yürürken... Burda Konu Hayattır... Çünkü Aslolan Hayattır ve Hayat Da Beşiktaş'tır!
25 Ağustos 2010 Çarşamba
24 Ağustos 2010 Salı
Marco Aurelio Transferi.
Ntvspor haberi duyurdu, bize de hayırlı olsun demek düşer. Artık at topu Fink'e esprileri de tedavülden kalkmıştır. Yerinde bir transferdir. Ernst, Necip sezon boyu o bölgeye yetmezdi. Keşke şimdi Robinho geleceğine bir sağ bek gelse. Beşiktaşım dadından yinmez olsa. Erhan Güven ile işimiz çok zor çok. Acaba antremanlarda Q7 buna neler yapıyordur düşünmek bile istemiyorum. Yönetim duy sesimizi boşver Robinho'yu al Dani Alves'i.
20 Ağustos 2010 Cuma
Lale Devri mi Yoksa?
Neyi hedefliyoruz bu sene? Toto Lig, Türkiye Kupası ya da Avrupa Ligi. Peki neye ihtiyacımız var bunları hedeflemek ve hedefe ulaşmak için. Toto Lig için Quaresma, Guti ve tabi ki Robinho gerekli midir? Son iki seneye bakarsak pek de gerekli değil. Peki Avrupa Ligi için? Son yıllara bakarsak, Zenith, Shaktar, Fulham kadrolarında superstar diye tabir edilen futbolculardan yoktu. Birinci şart komple takım olabilmek günümüz futbolunda. Quaresma var, ekonomik açıdan gayet başarılıdır, Guti transferine laf eden olur mu, olmaz. Ama gel gelelim defans dörtlümüze. Sağ bek Erhan Güven geçen sene dış kapının mandalı yaptığımız adam. Stoper Zapo geçen sene tu kaka dediğimiz adam. Ferrari desek, Sivok Ocak'a kadar yatacağım arkadaş demese büyük ihtimal O'nu da yollamıştık. Sol bek desem zaten yıllardır aynı. Bu ortamda Robinho transferi (gerçekleştiğini düşünürsek en azından peşinden koştuğumuzu) lale devrindeki zevki sefadan başka nedir. Esmerin lütfetmesi için harcanacak para niye geleceğimize harcanmaz. Nihat'dan sonra 10 yıl bekledik Necip geldi, şimdi yine bir 10 yıllık periyot mu geçecek. O parayla niye geleceğe yatırım yapılmaz. Hadi anladık oyuncu izlemek için adam barındırmıyorsun dört bir yanı gezecek. Bari football manager al, bak Everton yapıyor aynısını. Yine bul sponsorunu, harca paranı 2 sene sonra 2 katını kazan. Nedir bu çıldırt bizi başkan durumları. Barcelona, Milan, Manchester United, Juventus, Liverpool, Chelsea gibi kaleler bile bu sene transferde azıcık soluklanalım arkadaş modundalar. Biz boş hayaller peşinde koşuyoruz. Geleceğimizi esmer bir çocuğa ipotekliyoruz.
Bu toprakların en büyük sorunu bu malesef. Sistemsizlik, kuralsızlık. Günü kurtarmak için içine girilen anlamsız yollar, alınan mantıksız riskler. Bunun diğer tarafı olan taraftar ise çıldırt bizi başkan konumunda. Beşiktaş artık taraftarından kopuyor. Milyon dolarlık bir holdingin malı olma yolunda gidiyor. Yönetim kurulu başkanının parası varsa Avrupa Ligi gelir ama ya takıma alınmayan zengin velet gibi, top benim ulan diye isyan edip çeker giderse. Aynı o zengin çocuk gibi topunu da alıp diğerlerini ortada bırakırsa. Biz kim için Seninle doğmuşum sensiz ölemem, dünyayı verseler yine vazgeçmem diye haykıracağız. Robinho için, 1 senelik zevk için niye Beşiktaş'ımızı satalım. Robinho burda simgedir sadece asıl sorun olmayan bütçelerle, çıldırt bizi başkan rolüne soyunmaktır. Beşiktaş'ın geleceğini zifiri karanlık yapmaktır.
Beşiktaş'ın ihtiyacı olan Robinho değildir. Temeldir, sistemdir. Quaresmalar, Gutiler alınmalıdır ama eldeki para da geleceğe, temele yatırılmalıdır. İşte o zaman 1-2 yıllık lale devirleri değil istikrarlı, yere sağlam basan devirleri yaşarız.
Asıl soru ve cevap şu. Sizi Necip mi daha çok heyecanlandırıyor yoksa Robinho mu? Robinho için dillendirilen paraya karşılık olarak 5 sene içinde 2 tane daha Necip garantisi verilse hangisini kabul edersiniz?
Benim cevabım mı, son günlerin en güzel lafı, Necip Beşiktaş'tır!
Bu toprakların en büyük sorunu bu malesef. Sistemsizlik, kuralsızlık. Günü kurtarmak için içine girilen anlamsız yollar, alınan mantıksız riskler. Bunun diğer tarafı olan taraftar ise çıldırt bizi başkan konumunda. Beşiktaş artık taraftarından kopuyor. Milyon dolarlık bir holdingin malı olma yolunda gidiyor. Yönetim kurulu başkanının parası varsa Avrupa Ligi gelir ama ya takıma alınmayan zengin velet gibi, top benim ulan diye isyan edip çeker giderse. Aynı o zengin çocuk gibi topunu da alıp diğerlerini ortada bırakırsa. Biz kim için Seninle doğmuşum sensiz ölemem, dünyayı verseler yine vazgeçmem diye haykıracağız. Robinho için, 1 senelik zevk için niye Beşiktaş'ımızı satalım. Robinho burda simgedir sadece asıl sorun olmayan bütçelerle, çıldırt bizi başkan rolüne soyunmaktır. Beşiktaş'ın geleceğini zifiri karanlık yapmaktır.
Beşiktaş'ın ihtiyacı olan Robinho değildir. Temeldir, sistemdir. Quaresmalar, Gutiler alınmalıdır ama eldeki para da geleceğe, temele yatırılmalıdır. İşte o zaman 1-2 yıllık lale devirleri değil istikrarlı, yere sağlam basan devirleri yaşarız.
Asıl soru ve cevap şu. Sizi Necip mi daha çok heyecanlandırıyor yoksa Robinho mu? Robinho için dillendirilen paraya karşılık olarak 5 sene içinde 2 tane daha Necip garantisi verilse hangisini kabul edersiniz?
Benim cevabım mı, son günlerin en güzel lafı, Necip Beşiktaş'tır!
Etiketler:
Beşiktaş,
Necip Uysal,
Robinho,
Yıldırım Demirören
17 Ağustos 2010 Salı
Akılda Kalan...
5 Ağustos 2010 Perşembe
Necip Uysal...
Ne Q7 ne Guti Hazretleri! Heyecanlanıyorum ayağına top gelince, uzaktan zımba gibi vuruyor ya deliriyorum mutluluktan, her olumlu pas verdiğinde, topu kapmak için her saldırışında helal sana diyorum. Allah nazarlardan korusun, Rıza Çalımbay'sın benim için, Metin Tekin'sin, Şifo Mehmet'sin. Böyle devam et sen her şey helal sana!
4 Ağustos 2010 Çarşamba
Bu da Nerden Çıktı Şimdi?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)