Kendimi bildim bileli Beşiktaşlıyım...
Babam yatağımın başına gelince
bildiği tek masal olan – sanırım sadece o biliyor bunu – “İsmet’in Kısmetini”
anlatırdı ve bir de Beşiktaş’ı..
Beşiktaş’ı anlatırken de hep 3
tane özne vardı.
Ahmet Şahin...
“Oğlum topa bir vururdu, o top
direğe çarptığı an direkler sökülecek zannerderdin.”
Yusuf Tunaoğlu...
“Dünyada eşi benzeri yoktu onun,
onun gibisi ondan önce gelmedi ondan sonra da asla gelmez.”
Ve son olarak Süleyman Seba; O’nun
da eşi benzeri yoktu, ağırbaşlıydı, babacandı, saygı duyulandı, Beşiktaş’ı
Beşiktaş yapan O’ydu. Mütevaziydi, efendiydi, rakibine saygılı olmayı, hakkı
yenince gururdan akmayan gözyaşlarıyla milyonların önünde dimdik durmasıydı onu
özel kılan.
Ben büyükbabama benzetirdim
Süleyman Seba’yı, hiç görmedim, hiç elini öpmedim. Büyükbabam şu hayatta
karşısında dizlerimin titrediği tek adamdı. Asla despot, sinirli biri değildi
aksine sevgi dolu babacan bir adamdı ama işte hayatımda duyduğum en büyük saygı
onaydı, öyle bir saygı ki karşısında dizlerim titrerdi işte. Sonsuz bir saygıdan
gelen aslında gereksiz olan bir korku vardı.
Seba içinde geçerli tarif
edemediğim bu saygı. Hatta benim için öyle bir seviyeye geldi ki, Beşiktaş var
oldukça Süleyman Seba da olacak gibi geliyordu benim için, nerdeyse 30’a geldim
bu hala böyleydi. Ahmet Şahin de Yusuf Tunaoğlu da benim için çok önemliydi ama
onların yerini hep birileri aldı, Şifo, Sergen, İlhan Mansız, Feyyaz, Rıza hep
kahramanlarım değişti ama Süleyman Seba dediğim gibi Beşiktaş’tı benim için...
Süleyman Seba öldü Beşiktaş öldü
benim için, Beşiktaş’ı her geçen gün daha çok seveceğim, hayatımdan çıkma gibi
bir şansı zaten yok ama artık hep bir eksik olacak, benim için en güçlü en
yıkılmaz kalesi düştü.
Ama mutluyum, gururluyum Seba
gibi biriyle sevdim Beşiktaşımı, yarın imam soracak ya hakkınız helal olsun mu,
belki de ilk defa bu soruya –cenazede olamayacak olsam da- verecek cevabım yok,
bizim ne hakkımız olabilir ki varsa O’nun var bizde, bize eşsiz bir tarih ve o
hep duruş dediğimiz, her şeyden çok önem verdiğimiz soyut kavramları armağan
ettiği için.
Huzurlu uyu başkanım, senin
duruşun, yarattığın Beşiktaş’a, tüm engellere rağmen sahip çıkacak milyonlardan
biriyim belki asla ödeyemeyeceğimiz hakkını bu şekilde bir nebze de ödemeye
çalışırız.