Sanırım insanlara belli yaftalar yapıştırmak pek iyi bir şey değil. Hem o yaftayı yapıştıranlar hem de o kişinin kendisi için. Asıl önemlisi bu ülkede biz bunu çok çabuk yapar olduk. Sıcak kanlı topraklarda yaşamamızdan mıdır nedir bilmiyorum ortamız hiç yok. Biri ya şerefsizdir ya da adam gibi adamdır. Çok çabuk kararımızı verir ve hep öyle kabul ederiz.
Bursa maçlarının sonuçlarını hiç önemsemez oldum, özellikle Bursa'da oynanan maçları. Maçı izlemek bir zulüm. Bir takımın taraftarı 90dk boyunca rakibine küfredecek enerjiyi nerden bulur, bunu yaparken takımına ne anlamda bir destek halinde olduğunu düşünür. Her maç zaten Beşiktaşımızın akrabalarını anmakta bir hata görmedikleri gibi, rakip fiziksel olarak karşılarında olduğu zaman iyice kuduruyorlar.
Taraftarda sürekli bir ortamı germe çabası. Her pozisyonda bir isyan, bir homurdanma. Bu Bursa futbolcularının da üstüne sirayet ediyor. Belki de taraftara yaranma çabası bilemem ama rakiplerine böyle nefretle bürünmek, kendini büyük takım görenlere yakışmıyor.
Bir de bu futbolcuların teknik direktörü var. Doğruya doğru bizim başımızdayken severdim Ertuğrul Sağlam'ı. Ama Bursa kariyerinde giderek soğudum. Hele bu son maç gözümde bittiği andır. Sakın ha yanlış anlaşılmasın olayın Bursaspor ile bir alakası yok. Sadece ve sadece Ertuğrul Sağlam'ın yıllardır üzerinde taşıdığı "efendi" etiketiyle aram iyi değil artık.
O maç sonu açıklaması yenir yutulur cinsten değil. 90dk küfreden bir taraftarı nasıl tebrik eder "efendi" olan bir adam. Bizim duyduklarımızı o duymadı mı! Hakeme el kol nedir hele, anlamadan dinlemeden. Hangi efendilik çerçevesinde bu davranışlar.
Ama hata bizde insanlara çok çabuk bedenlerinden büyük gömlekler giydiriyoruz. Sonra o insanlardan o gömleği taşımalarını ısrarla bekliyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder