7 Nisan 2009 Salı

Görüşmek Üzere

Bugünden sonra uzun bir süre bloga yazamayacağım büyük ihtimal. Malum askerlik. İlk yazma fırsatı bulduğumda ilk konu başlığının ŞAMPİYON BEŞİKTAŞ olması dileğiyle...

5 Nisan 2009 Pazar

Orantılı Güç

3 "güvenlik görevlisi" bir Beşiktaşlıyı tutmuş, dördüncü "güvenlik görevlisi" de orantılı güç kullanıyor!

Bir Ordan Bir Burdan, Ha Bir de Polis!

Takım maçı kazanıyor. Şampiyonluk yolunda engelleri aşıyor, artık iliklerimizde heyecan iyice artıyor. Sonra adamın biri geliyor limon sıkıyor bu duruma. Tabi ki Yıldırım Demirören'den bahsediyorum. Neymiş Fenerbahçe taraftarına imreniyormuş beyfendi. Sebebi de lisanslı ürünlere olan talepleriymiş. Beşiktaş taraftarı lisanslı ürün almıyormuş. Bunları derken hiç sormuyor mu bu adam kendisi onlar müşteri de Beşiktaşlılar ne? Beşiktaş taraftarının ne olduğu belli zaten. Biz müşteri değiliz taraftarız. Eğer korsan ürün alımını eleştirirken sen Beşiktaşlıları böyle karşılaştırmalara tabi tutarsan sen daha çok gıpta edersin elaleme. Kartal Yuvalarının içeriği nasıl hiç düşündü mü Demirören. Bırak bizi gözünü yurtdışı çevirsin, internetten Celtic'in lisanslı ürünlerine baksın. Adamlar herkesin bildiği giyim firmaları gibi kendi markasını yaratmış. Sen o Kartal Yuvasının yapısını öyle bir hale getir ki kendi markasını yaratsın. Elinde Beşiktaş gibi marka var bunun işlememesinin suçunu taraftara yükle. Beşiktaş taraftarı kendi sevdasının ürünlerini giymekten erinecek bir taraftar değil, aksine bundan gurur duyacak bir taraftar grubudur. Ama Fenerbahçe yönetiminin Fenerbahçe forması alan şahısları bir taraftar değil de müşteri olarak gördüğü de aşikar, bizi de böyle görüp atacağı her hamle negatif etki yapacaktır kanımca. Kısacası Beşiktaş markasını yüksek seviyeye çıkaracaksın, taraftara asla müşteri gözü ile bakmayacaksın ve asla ve asla sevdasını müşteri olarak yaşayan gruplarla bizi karşılaştırmayacaksın.

Tabi bir de diğer konu var.Stadın adını 5 milyon Euro veren her firma için değiştirebilirmiş beyfendi. Bizim için orası Şeref Bey Stadıdır ve öyle olacaktır. Sen Del Bosque'ye 8 milyonu ver sonra stadın isminden para kazanmaya bak. Bu renklerin bir değeri olduğu söylendi, Süleyman Seba anlatıldı, Baba Hakkı anlatıldı bize sonra sen bizim değerlerimizi birer birer sat. Eğer cidden asi ruh denen şey bir belgeselden ibaret değilse, o stadın adı sonsuza kadar Şeref Bey olarak kalır!

Şampiyonluğa gelince, tünelde ışık gözüktü ama maçlar, fikstür zor. Takıma güven, takımın kendine güveni yerinde, eğer şampiyonluğa inanıyorsak ve hakedeceksek ne Kocaeli deplasmanı sorun olmalı ne de derbileri Şeref Bey'de kayıplı geçmeliyiz.

Bu sene şampiyon görelim sizi
Ölmeden mezara koymayın bizi...

Polisi unuttuk. Onlarında kuruluş yıldönümleri kutlu olsun. Ama artık insanları güvenlik birimi olan polislerden korumak için yeni bir ekip kurulsa da biz de onun kuruluşlarını kutlasak!

Not: Bu konu da diğer bir yazı için buyrun okuyun.

2 Nisan 2009 Perşembe

10... 12 Nisan

Seçim telaşı falan derken 12 Nisan iyice yaklaşıyor. Kaldı 10 gün nizamiyeden içeri girmeye. Cuma günü de sınavda sabrımızı ölçecekler sanırım. Hayırlısı diyoruz..