14 Ağustos 2014 Perşembe

Babam, Büyükbabam ve Süleyman Seba..


Kendimi bildim bileli Beşiktaşlıyım...
Babam yatağımın başına gelince bildiği tek masal olan – sanırım sadece o biliyor bunu – “İsmet’in Kısmetini” anlatırdı ve bir de Beşiktaş’ı..

Beşiktaş’ı anlatırken de hep 3 tane özne vardı.
 Ahmet Şahin...
“Oğlum topa bir vururdu, o top direğe çarptığı an direkler sökülecek zannerderdin.”
Yusuf Tunaoğlu...
“Dünyada eşi benzeri yoktu onun, onun gibisi ondan önce gelmedi ondan sonra da asla gelmez.”

Ve son olarak Süleyman Seba; O’nun da eşi benzeri yoktu, ağırbaşlıydı, babacandı, saygı duyulandı, Beşiktaş’ı Beşiktaş yapan O’ydu. Mütevaziydi, efendiydi, rakibine saygılı olmayı, hakkı yenince gururdan akmayan gözyaşlarıyla milyonların önünde dimdik durmasıydı onu özel kılan.

Ben büyükbabama benzetirdim Süleyman Seba’yı, hiç görmedim, hiç elini öpmedim. Büyükbabam şu hayatta karşısında dizlerimin titrediği tek adamdı. Asla despot, sinirli biri değildi aksine sevgi dolu babacan bir adamdı ama işte hayatımda duyduğum en büyük saygı onaydı, öyle bir saygı ki karşısında dizlerim titrerdi işte. Sonsuz bir saygıdan gelen aslında gereksiz olan bir korku vardı.

Seba içinde geçerli tarif edemediğim bu saygı. Hatta benim için öyle bir seviyeye geldi ki, Beşiktaş var oldukça Süleyman Seba da olacak gibi geliyordu benim için, nerdeyse 30’a geldim bu hala böyleydi. Ahmet Şahin de Yusuf Tunaoğlu da benim için çok önemliydi ama onların yerini hep birileri aldı, Şifo, Sergen, İlhan Mansız, Feyyaz, Rıza hep kahramanlarım değişti ama Süleyman Seba dediğim gibi Beşiktaş’tı benim için...

Süleyman Seba öldü Beşiktaş öldü benim için, Beşiktaş’ı her geçen gün daha çok seveceğim, hayatımdan çıkma gibi bir şansı zaten yok ama artık hep bir eksik olacak, benim için en güçlü en yıkılmaz kalesi düştü.

Ama mutluyum, gururluyum Seba gibi biriyle sevdim Beşiktaşımı, yarın imam soracak ya hakkınız helal olsun mu, belki de ilk defa bu soruya –cenazede olamayacak olsam da- verecek cevabım yok, bizim ne hakkımız olabilir ki varsa O’nun var bizde, bize eşsiz bir tarih ve o hep duruş dediğimiz, her şeyden çok önem verdiğimiz soyut kavramları armağan ettiği için.

Huzurlu uyu başkanım, senin duruşun, yarattığın Beşiktaş’a, tüm engellere rağmen sahip çıkacak milyonlardan biriyim belki asla ödeyemeyeceğimiz hakkını bu şekilde bir nebze de ödemeye çalışırız.