27 Şubat 2009 Cuma

Beşiktaş Kanseri


Azrailimiz olacaksın be Beşiktaşım!

22 Şubat 2009 Pazar

El İnsaf!


Yok artık. Söylenecek söz yok cidden. Bu nasıl bir ahlaktır, bu nasıl bir yüzsüzlüktür. Resmi forzada gördüm şaşırdım mı, yok herkes kendine yakışanı yapıyor işte. Helal olsun sarı kırmızınıza!

17 Şubat 2009 Salı

Sıradaki Sezon Gelsin Mi?


Şampiyonluk yolunda bu kayıplar normal.

26. hafta her şey şekillenecek.

Böyle oynarsak şampiyon oluruz.

Her zamanki açıklamalar. Haydi inandık diyelim...

Trabzonspor ile yapılan iki maç, 1-1 ve 0-0
Galatasaray ile, 2-4
Fenerbahçe ile, 1-2
Sivasspor ile, 1-1
Kayserispor ile, 0-1
Ankaraspor ile, 1-3

Zirvedeki 6 takımla yapılan 7 maç ve galibiyet hiç yok. Sivas ve Ankaraspor ile deplasmanda karşılaşılacak. Kayseri,Galatasaray ve Fenerbahçe Şeref Bey'e geliyor. Denizli de hala 26. hafta şekillenecek diyor. Şimdi diyebiliriz Trabzonspor da zirvedeki takımlara karşı yüksek bir performans sergilemedi ama onlar Mustafa Denizli'nin şampiyonluk yolunda normal kayıp olarak gördüğü maçları takır takır kazanıyor.

14 hafta kaldı ligin bitimine, 6 maç içerde 8 deplasman var. İçerdeki maçlarımız, İBB, Gençlerbirliği, Kayseri, Bursa, Fenerbahçe, Galatasaray. Bu takımların hiçbirine karşı da 3 puan cepte değil. Ama eğer şampiyon olacaksak bu 6 maçtan 18 puan alınmalı. Deplasman maçlarına gelirsek, Gaziantep, Sivas, Kocaeli, Eskişehir, Ankara, Ankaragücü, Denizli. Aslında 8 maçı analiz etmeye de gerek yok, ilk iki deplasmanda kaybedilecek puanlar, bizi en azından psikolojik olarak çok sarsacaktır.

Takım kötü, fikstür zorlu, şampiyonluk zor gibi. Bu zorluktan bir şampiyonluk çıkar mı, çıkmaz gibi ama çıkarsa da sabaha kadar uyunmaz herhalde.

Unutmadan teknik direktörümüzün adı neydi?

15 Şubat 2009 Pazar

Adım Denizli İse Bu Maçı Kazanırız


"Adım Denizli ise bu maçı kazanırız", Teknik direktörümüz maç öncesi verdiği bir röportajda sarfetmiş bu cümleleri. Umarım adı cidden Denizli'dir yoksa bu maçın kaybı şampiyonluk yolunda çok büyük yara verir bize. Galatasaray kaybetmiş, Fenerbahçe'nin ne oynadığı belli değil - gerçi Hacettepe'ye atılan 7 gol ile Fb medyası döktürür ama - bu maçı 3 puanla kapatmamız, iki takımın da üstüne çıkmak demek, bu yükseliş de bize az da olsa psikolojik üstünlük sağlayacak.

Saat 21.00 olduğunda Beşiktaşımız Tranzonspor önünde 44. galibiyetini alır 3. sıraya yerleşir, Trabzon ile puan farkı 3'e Sivas'ın da puan kaybetme olasığı ile birlikte altın bir hafta yaşamış oluruz.

Haydi Bastır Beşiktaş, ölümüne Beşiktaş...

8 Şubat 2009 Pazar

Bu Kayıplar Hala Normal Mi?


"Liderle aramızda olan puan farkı bizi hiç bir şekilde korkutmuyor, bunu üzerine basarak söylüyorum. Rakiplerimizle içeride oynayacağız. Biz kendi işimize bakarız, karar verici başkası değil, karar verici biz olacağız."

Mustafa Denizli'nin Konyaspor maçı sonrası açıklamaları. Nedense artık bu tip açıklamalara inanmıyorum ve takımı da güven yavaş yavaş azalıyor. Sivas ve Trabzonspor takır takır oynayıp puanları topluyorlar. Haftaya Trabzon maçı var kendi sahamızda ama ben çıkar takır takır oynayıp, 3 puanı alırız diyemiyorum. Hatta Trabzon'un gelip, 3 puanı alıp evine dönmesi çok şaşırtıcı olmaz. Bu durum oldu diyelim, acaba Mustafa Denizli çıkıp şampiyonluk yolunda bu kayıplar normal diyebilecek mi.

Konya maçı ile öyle bir maç oldu ki hiçbir dakika gol atacakmışız gibi gelmedi. Hatta bir kaza golü yersek iyice ortalık karışak diye de düşünmeden alamadım kendimi. Kaza golü falan olmadı da biz de en azından bir kaza golü atamadık. Zaten kaza golü ile anca bu tip maçları kazanırız, haftaya Trabzonspor...

Umarım takım kendini toparlar, hırsını mücadelesini yükseltirse, 3 pas üstüste yapmaya başlarsa, Gökhan Zan yanında Zapo olduğunu veya 2 metre önünde Sivok, Yusuf gibi oyuncular olduğunu hatırlayıp, rakibin kalecisine uzun pas atmaktan vazgeçerse, bu kayıpları normal kayıplar olarak hatırlarız ileride belki!

7 Şubat 2009 Cumartesi

Basın da Bazen Engel Tanımazdı





Başlık basın da engel tanımazdı ama bunları hangi kalıba oturtacağımı şaşırdım. Hele bir de Galatasaray - Manchester United maçından O... Çocukları başlığı var ki ona uygun kalıp bile yok. Ek olarak ünlü Leeds maçı var öldürülen iki İngiliz için Star gazetesinin attığı Two Size manşeti, onun da insanlık kalıplarında yeri yok.

Ama çok "ilginç" geliyor bu başlıkları atan medyanın şimdi Beşiktaş taraftarının 3 saniye küfründe tribünleri hemen idam sehpasına götürmesi. Küfüre ben de karşıyım ama bunlarda ne kadar ahlak var ki ahkam kesiyorlar. Erman Toroğlu Ümit Karan'a akşama atacak golün kaldı mı diyerek canlı yayında terbiyesizliğin sınırlarını zorlarken, stadımızı kapatan ahlak bekçileri ne iş yaparlardı acaba, Bülent Yavuz canlı yayında sinkafı basarken nerdeydi ahlak bekçileri. Gücü anca taraftara yetiyor tabi, cezamız neyse çekelim de, bir biz çekmeyelim Erman da, Bülent de, her rakip taraftarını annesine küfrederk karşılayan Fenerbahçe de çeksin adam gibi cezasını!

Futbol Engel Tanımaz!

Bekleriz Tabii Ki



15 Yıl Bekledik Daha Önce
Hiç Farketmez Bekleriz Yine
Federasyona Hakemlere Pes Etme
Kartalım Uçalım Göklere
Koyalım Cimboma Fenere...

Son yılların en güzel bizi anlatan tezahuratı... HİÇ FARKETMEZ BEKLERİZ YİNE şu resimler için bir daha!

Rahmi Koç

Yılda birkaç kere yüce(!) basınımızda haberleri çıkar, Rahmi Koç önde gelen Beşiktaşlıları topladı diye. Ey Rahmi Koç sen "bu kadar" Beşiktaşlı'sın da senin çocuklar niye değil.

Biz demiyor muyuz,
Babadan kalma miras değil, doğacak çocuğuma borcumsun canım Beşiktaş'ım!

4 Şubat 2009 Çarşamba

Fabian Ernst ve Tabii Ki Baki Mercimek


Kariyeri yeterince sağlam. Ama sahaya çıkmadan yorum yapmak pek doğru değil. Sivok ile birlikte yararlı olur da Mayıs'da omuzlarda taşırız.

Ayrıca tipi de Baki Mercimek'e benziyor. Baki kapasitesi sınırlı da olsa o formanın hakkını vermiştir bizim için. Fabian Ernst dedik aklımıza Baki Mercimek geldi, Baki aklımıza gelince de bir tribün diyaglogu aklıma geldi.

Tek başına gittiğim maçlardan birinde önümde 2 tane biri 30 yaşlarında biri 45 yaş üstünde iki abimiz duruyordu. Üçümüz de birbirimizi tanımıyoruz. O gün de Baki'nin iyi oynayacağı tutmuştu. Devre arasında öndeki daha genç olan abi bana döndü ve diyalog başladı...

-Biz bu Baki'ye laf ediyoruz da adamın vizyonu var.

İşte bu anda diğer abi ben genç olana ben cevap vermeden ışık hızıyla bana döndü ve...

+S.....m ulan onun vizyonunu.

NOT: Ernst Baki Mercimek benzerliği fizik benzerliktir, Celal Kolot gibi konuşurken ağzımdan bir laf çıksın da ilgi çekeyim anlayışında yapılmamıştır.