16 Ekim 2011 Pazar

Kazanamayız...

Dün oynanan maçı izlerken 90dk'nın her anı bu cümle vardı dilimde. Merak ediyorum dün bir tane Beşiktaşlı var mıdır bir an olsun maçı kazanabileceğimizi düşünen. Taraftarı olduğun takımı objektif değerlendirmek zordur, kötü oynasa bile içine atarsın. Ama dün izlediğim Beşiktaş için elle tutulur bir tane pozitif yön yok.

Bir takım bu kadar mı kopuk olur birbirinden. Bu takım hafta içinde ne yapıyor merak ediyorum. Hele o teslimiyet havası yok mu, katlanılır bir şey değil. Kötü şut çekilir, hatalı pas verilir ama hiçbir futbolcunun mücadelesiz bir oyun ortaya koymaya hakkı yoktur. Ne olursa olsun futbolculuk mesleğini icra eden insan kötü koşamaz!

En sevdiğim tezahüratlardan biridir; "Böyle oynayın canımızı verelim." İşte biz bunu görmek istiyoruz. Liverpool'dan 8 yerken de isyanımız 8 gole değil, bir tane bile sarı kartı olmayan teslim olmuş oyun anlayışınaydı.

Benim hayalimdeki Beşiktaş sahaya çıkacak ilk önce kavgasını verecek. Yener veya yenilir ama ilk önce hakedecek. Maçı kazanmak istediğini tribündeki adama hissettirecek. Dün bana kimse bir tane futbolcu ismi veremez Kayserispor'u yenmek isteyen.

Futbol günümüzde artık iyice bilimsel konuma gelmiştir. Artık iman gücüyle bir yere kadar. İnsanlar, bu işlere kalabalık bir ekiple kafa yorarak hazırlanıyor ama ne olursa olsun bu işin temelinde, kazanmak istemek, mücadele etmek var.
Bu ölü toprağı umarım en kısa zamanda üstümüzden atılır. Yoksa o tribün Q7 ve Fernandes dinlemez sahaya iner.

7 Ekim 2011 Cuma

Utanıyorum Senden

Hiçbir zaman seni başkanım olarak kabul edemedim. Artık iyice nefret eder oldum senden, utancım had safhada. Bugün insanlar diyor ki, hani yıkılmayan son kaleydiniz. Haklılar, yıktın sen Beşiktaşımı, bizim aşık olduğumuz değerleri ezerek bitirdin bizi.

Demirören öğrensin artık bunu, biz Beşiktaş taraftarı farklıyız. Biz şampiyonluk sayımızla, kupalarla övünmeyiz. Bizim için felsefe vardır, şeref, hak, dik duruş vardır. Biz armamızdaki ay yıldız için övünürüz. Hakkı Yeten için, Lefter'in O'nun için söylediği, saygının timsali olan cümle ile övünürüz. Zamanında bu kulubün başkanı bu ülkeyi yöneten adamın eşi, şampiyonluk kutlaması teklifinde bulununca, "Beşiktaş halkın takımıdır, şampiyonluğunu İnönü Stadında taraftarıyla kutlar! dedi. İşte biz bu yüzden Beşiktaşlıyız! Bu takım 4-5 senede bir kere şampiyon olmasına rağmen dünyada parmakla gösterilen bir taraftara sahipse işte bu değerleri sahiplendiği için bu böyle.

Ben istemyorum Quaresma'yı Almeida'yı, Guti'yi. Benim için Beşiktaş Necip çünkü, senin paranla gelen o adamlar biz değil. Necip yerden kayarak top kaptığında heyecanımız, gururumuz tavan yapıyor. Muhammet 80 numaralı formasıyla Gaziantep'de sahaya çıktığında gerçek Beşiktaş taraftarının eli ayağı birbirine dolanıyordu, yıllardır beklediği bu an için.

İstemiyorum seni artık, paranı da seni de istemiyorum. En büyük utancımız oldun sen bizim. Bu takım 8-0 yenildiğinde biz utanmadık ama sen bizi var olduğun her an utandırıyorsun. Bırak Beşiktaşımı bize, git!