2 Şubat 2011 Çarşamba

Sergen Yalçın



Küçükken benim için görüp görebileceğim en büyük futbolcuydu. Babam hayrandı, her maçını izleyişinde ulan it oğlu it ne güzel oynuyor be derdi ama yanına eklemeden de duramazdı Yusuf Tunaoğlu'dan asla daha iyi olmadığını. Sanırım kuşak çatışmaları da Beşiktaş üzerinde böyle vuku buluyor.

Dünyada hiçbir futbolcuyu izlerken Sergen'i izlerken yaşadığım heyecanı yaşamadım. Bu etki hala da geçerli. En sevdiğim futbolcu mu? Hiçbir zaman olmadı ama her zaman beni en çok heyecanladıran futbolcu oldu. Messi, R9, Zidane aklınıza kim geliyorsa bu karşılaştırmada yenilecektir benim için. Hele Beşiktaşım'dan gittiği gün. İçime oturmuştu koca bir taş. Ah bir de o diğer iki malum formayı giymesi yok mu. Ama yine de kıyamamıştım Sergen'e. 100. yılda tekrar bana geldiği gün sanki hiç gitmemiş gibiydi. Zamanında yaşattığı heyecan yine fışkırmıştı içimde. Ve o heyecan boşa çıkmamıştı, çünkü o bize söz vermiş ve sözünü tutmuştu.

Dk. 90'da Kadıköy'de örümcek ağlarını temizleyişi hala birçok Beşiktaşlı için yüzyılın en güzel frikik golü. Altay'a üst direğe vurdurarak attığı o enfes gol, hangi Beşiktaşlı unutabilir. Adana'ya yatarak attığı gol, unutabildiniz mi? Futbol akademilerinde ders olarak okutulabilecek Rize'ye attığı o müthiş gol. Chelsea'yi tek başına devirişi.

Efsane olmuş maç sonu açıklamaları. Örümcek ağlarını aldıktan sonra daha teri soğumadan, hiçbir zaman eksilmeyen o güveni ve ukalalığı ile yıldız futbolcuların böyle anlarda ortaya çıkışını anlatan ifadeleri, 3-4'lük efsane maçta Fenerbahçe'ye verdiği o inanılmaz ayar. Londra'da oyundan çıkarken o müthiş, hakemi umursamaz tavırlarıyla anlattıkları. Hiçbiri unutulmayacak.

Ve gelelim şimdiye. Son zamanlarda o kadar damarımıza basar oldu ki artık isyan etti çok seven taraftar bile. Ağzından kan damlar oldu. O damlattıkça bizim canımız yandı. Bize şampiyonluk sözleri veren adam, sözleriyle zarar verir oldu. Her fırsat eline geçtiğinde eleştirebilecek bir şeyler buldu. Zamanında Bayern'i umursamayan adam gözümüzde Guti'nin yanında eziliyormuş hissiyatıyla Beşiktaş'a saldıran birine döndü. Halbuki gönlümüzdeki Sergen olarak kalsaydı yine başımızın tacı olacaktı. Ama bunu seçmedi.

Şimdi ise şampiyon kadronun imzalarıyla süslü 10 numaralı formasıyla dolabımda saklı duruyor. Hala O'nun kadar heyecanlandıranı gelmedi, belki de gelmeyecek ama kalplerden silindi gitti artık...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder